Haber

Devlet Bahçeli: “Anayasa Mahkemesi ya kapatılmalı ya da yeniden yapılandırılmalı”

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ankara’da düzenlenen Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kuruluşunun 55. Yıl Kutlama Etkinlikleri Programında; “Anayasa Mahkemesi artık bir milli güvenlik meselesidir. Mahkeme başkanı ve sözde üyeleri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, toplumsal barış ve güvenliğin muhalifi olmuşlardır. Bu böyle devam edemez, Böyle bir mahkeme yapısı Türkiye’deki üst yargı organları arasında olamaz ve olmamalıdır. Verdiği skandal hak “İhlal kararlarıyla iç huzur ve sükunet atmosferini sarsan ve kaos merkezi olduğunu teyit eden Anayasa Mahkemesi” Üretimin ya kapatılması ya da yeniden yapılandırılması gerektiğini bir kez daha söylüyorum” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), kuruluşunun 55’inci yılını bugün ATO Congresium’da düzenlenen etkinlikle kutladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kuruluşunun 55. Yıl Kutlama Etkinlikleri Programında konuştu.

Bahçeli’nin etkinlikte yaptığı açıklamalar şöyle:

“55 YILLIK TARİHİ BİRİKİMİN PRESTİJİ İLE SİYASİ OLGUNLUK ÇAĞIMIZA ULAŞTIK”

“Bugün, siyasi ve fikrî gayret tarihimizin mihenk taşı olan mübarek bir gün. Bugün, toplumsal vicdanda etkili, etkin bir hareketin markası ve gurur kaynağı olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin kuruluşunun 55. yıl dönümüdür. doğuş ve olağanüstü bir doğruluk. 55 yaşında olduğumuz için şanslıyız. Tarihsel birikimin prestijiyle siyasi olgunluk çağımıza ulaştık. Sevinç doluyuz çünkü her zaman yükseklere bağlı ve sadık kaldık. Türk kültür ve medeniyetinin misyonuna ve Türk milletinin bahşettiği ve desteklediği ebedi mirasa, ilk günkü azim ve kararlılıkla, sonsuz gurur ve onurla, 55 yıllık başarıya imza attık. uyanıklık hissi ve sonsuzluktan sonsuzluğa akan nehirler gibi akma.

Milliyetçi Hareket Partisi 55 yıldır tüm milli ve manevi değerleri esas alan siyasi ve toplumsal merkezin temsilcisidir. Demokratik siyasal kültürü, uzlaşmayı ve sorumluluk etiğini ön planda tutan bir siyaset ve yönetim anlayışının yerleşmesinde öncü rol oynadı. Milliyetçilik anlayışımız sadece zamansız bir içeriğe sahip değil, aynı zamanda çağın ruhunu da yakalıyor. Aynı zamanda tarihimizin, kültürümüzün, geleneklerimizin, demokratik mirasımızın ve inanç dünyamızın özetidir. Türk milliyetçiliğinin kaynağı Türk tarihi ve kültürüdür, sahibi ise Türk milletidir.

“ÇAĞIN YIKICI AKIMLARINA İSYAN ETMEDEN DİRENDİK”

Partinin enflasyon yaşadığı günümüz Türkiye’sinde Milliyetçi Hareket Partisi, köklü yapısı, kimlik ve kişilik kazanmış tecrübeli siyaseti, A’dan Z’ye Türkçe dünya anlayışıyla ulusal gönüllerde yer edinmiş, ve yaşamın ve olayların entelektüel kuşatması. Çağın yıkıcı akımlarına hiçbir dönüşüme uğramadan direndik. Değişimi inkar etmedik ama gelişmeyi engelleyen kontrolsüz değişim rüzgarlarına karşı önlem ve tedbirden de vazgeçmedik. Ahlâk çeşmemizi zehirlemeyi amaçlayan hain, açgözlü, hain çevrelerin uykularını bozduk, hırslarını boşa çıkardık. Oyun içinde oyun kuranlara fırsat vermedik, ortam yaratmadık, milli birlik ve beraberlik ruhumuzu zayıflatmaya, bin yıllık kardeşlik hukukumuzu zayıflatmaya göz açmadık. . Biz de milletimizin söylediklerini söyledik ve onunla birleştik.

“ANAYASA MAHKEMESİ ADALET VE HUKUK İLKELERİNE SAVAŞ İLAN ETTİ”

Türkiye’nin ilerlemesine engel olacak, umutları yeşertecek yerel yönetimlerin önündeki engelin sandık ve demokrasi yoluyla kaldırılması milli bir zorunluluktur. CHP’den çıkış olmayacağı anlaşıldı. Günümüzün CHP’si durgunlaşmakla kalmamış, krize, kargaşaya düşmüş, tuzağa düşmüş bir parti haline gelmiştir. 6 Şubat 2024’te Çağlayan Adliyesi’ne saldıran ve kahraman polisimizin zamanında müdahalesiyle ölü olarak ele geçirilen iki DHKP-C’li teröristi kimin savunduğu ve bu alçaklardan birinin yazdığı mektubu okuyan CHP’linin kim olduğu ortaya çıktı Cezaevindeyken Meclis’teydi. Daha vahim olanı ise Anayasa Mahkemesi’nin 6 Şubat 2020’de Çağlayan Adliyesi önünde alnından vurularak hak ettiği cezayı alan terörist lehine açıkladığı hak ihlali kararıdır. Anayasa Mahkemesi adalet ve hukuk unsurlarına savaş ilan etti.

“ANAYAYA MAHKEME ARTIK ULUSAL GÜVENLİK SORUNU”

6 Şubat 2020’de hak ihlali kararıyla ödüllendirilen DHKP-C’li terörist, tam 4 yıl sonra vahşi bir terör saldırısıyla yok edildi ve adalet bir ölçüde yerini buldu. Ancak Anayasa Mahkemesi haini haklı buldu ve Türk polisi de hak öyle değil böyledir mesajıyla gereğini yaptı. Mahkeme Başkanı, hala utanmadan ve yorulmadan, Anayasa Mahkemesi kararlarının 153. maddeye göre nihai olduğunu ve gerçek ve tüzel kişiler açısından bağlayıcı olduğunu savunuyor. Zühtü Bey, sizin ve sizin öldürdüğünüz katilin farkında mısınız? beraat edip hak ihlali kararıyla ödüllendirilen, 6 Şubat’ta terör saldırısına kalkışan, polislerimizi yaralayan, bir vatandaşımızın hayatına mal olan bazı üyeleriniz? Bu rezilliği duydunuz mu? Hak ihlali kararlarıyla Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik ve tarihi haklarına öldürücü bir darbe indirdiğinizi başka ne zaman ve sonucunda görecek ve anlayacaksınız? Anayasa’nın 153. maddesinin kişilik haklarının ihlaline ilişkin kararları kapsamadığına göre ne dayatıyorsunuz? Kime mesaj gönderiyorsun? Nerede hizmet veriyorsunuz?

Anayasa Mahkemesi artık bir milli güvenlik meselesidir. Mahkeme başkanı ve sözde üyeler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, toplumsal barış ve güvenliğin muhalifleri haline gelmişlerdir. Bu şekilde devam edemez, böyle bir mahkeme yapısı Türkiye’deki yüksek yargı organları arasında olamaz, olmamalıdır. Verdiği skandal hak ihlali kararlarıyla iç barış ve huzur ortamını sarsan ve kaos üretim merkezi olduğunu teyit eden Anayasa Mahkemesi’nin ya kapatılması ya da yeniden yapılandırılması gerektiğini bir kez daha vurguluyorum. DEM taraftarlarının, DEM bağlantılı CHP’nin ve diğer ötekileştirilmiş yedeklerin Anayasa Mahkemesi’ni siyasi bir kaleye dönüştürmesi Türk hukuk sistemi üzerinde kara bir lekedir. Teröristlerin haklarını ihlal etmeye karar veren bir mahkeme, Türk milletinin mahkemesi olamaz ve buna adalet denemez.

“ÖZGÜR EYLEM ERKEN HAVLU ÇEKTİ”

Bugün Anayasa Mahkemesinin adalet ve hukuk konusunda yoğun bir cephe açtığına inanıyoruz. Radikal CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ni üs olarak kullanmasını, bölücü teröristlere destek vermesini ise dış bağlantılı bir operasyon olarak değerlendiriyoruz. Türk milleti 31 Mart 2024’te operasyon güçlerinden hesap soracaktır. Merkezi yönetime uyumlu yerel yönetimlerin kurulması ve ortaya çıkması Türkiye’nin gücüne güç katacaktır. CHP’nin yeni adresi Kandil. DEM, CHP’yi kontrolü altına aldı ve tehditlerle zincirledi. Özgür Bey havluyu erken attı ve sonunda başarısız oldu. Cumhur İttifakı devleti koruyacak, vatanı koruyacak, bayrağı koruyacak, demokrasiyi koruyacak, milli kaynakları koruyacak, bağımsızlığı koruyacak, Türk Yüzyılının mimarı olacaktır.

“MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ 100 MADDELİK YENİ ANAYASA TEKLİFİYLE HAZIRLIKLARINI TAMAMLADI”

Önümüzdeki dönemde gündeme gelmesini ve uzlaşıya varılmasını ümit ettiğimiz 9 öncelikli konu var ve bunların arasında yeni anayasanın yazılması ilk sırada yer alıyor. Milliyetçi Hareket Partisi şimdiden 100 unsurdan oluşan yeni anayasa teklifiyle hazırlıklarını tamamladı. İkinci olarak devletin ve toplumun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne tam uyumunu sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Üçüncüsü, fayda-yük dengesini doğru kuracak bir vergi reformu hayata geçirilmelidir. Dördüncüsü, Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu, İl İdaresi Kanunu ve Köy Kanunu’nun yeni şartlar çerçevesinde ve yönetim bütünlüğü çerçevesinde ele alınması gerekiyor. Beşincisi, terörle mücadeleyi entegre eden ve bölücülüğü etkisiz hale getiren bir ulusal strateji oluşturulmalıdır. Altıncı olarak toplumsal şiddete sıfır tolerans gösterecek bir eylem planı hazırlanmalıdır. Yedinci olarak, toplumsal yozlaşmaya yol açan sosyal medya, dizi ve sinemalara, ekonomik sömürü çarkını çeviren fırsatçılara, inancın sömürülmesine olanak sağlayan sinsi yapılara karşı etik ve ahlaki ilkeler çerçevesinde aktif denetimler uygulanmalıdır. Sekizinci olarak İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizin altyapısı güvenli hale getirilmeli ve mevcut riskli yapıların dönüşümü hızlandırılmalıdır. Dokuzuncusu, hâlâ faaliyet gösteren ve devletin içinde yer alan, varlığımızı ve birliğimizi tehlikeye atan kripto damar ve FETÖ gibi her türlü yapıyla kararlılıkla ve mutlak şekilde mücadele edilmelidir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu